Bütün oyunlara, bütün hainliklere, Galatasaray‘ı engelleme çalışmalarına rağmen o kupayı o stadyumda kaldıran Galatasaray‘lı aslanları ve İmparator Fatih Terim’i alınlarından öpüyorum!
İlahi adalet sana sesleniyorum, ADAMSIN!
Microsoft’un bizlere Live ile sunduğu SkyDrive isimli dosya depolama servisinden muhtemelen haberiniz vardır. Haberi olmayanlar için, bu servisin internette ücretsiz (veya ücretli) olarak dosyalarımızı depolamamızı, istersek insanlarla paylaşmamızı sağlayan bir hizmet olduğunu söyleyebiliriz. SkyDrive’ı kullanarak GB’larca verinizi “ücretsiz” bir biçimde internette saklayabilir, güvende tutabilir ve isterseniz normalde çok yüksek miktarlarda maliyetler doğuracak dosya paylaşımlarını bu sistemi kullanarak ücretsizce yapabilirsiniz.
SkyDrive’a ulaşmak için lütfen https://skydrive.live.com/ adresini ziyaret edin.
Öncelikle normalde SkyDrive bizlere 7 GB bir alan sunuyor ancak şu an için “sadık kullanıcılarına” bu alanı ücretsiz bir biçimde 25 GB’a yükseltme imkanı tanıyor. Sadık kullanıcılardan kastımız ise özel insanlar değil, şimdi üye olup şimdi alanı 25 GB’a yükseltebilirsiniz ancak elinizi çabuk tutmalısınız çünkü her an bu kampanya bitebilir.
25 GB alanınızı elde etmek için yazının devamındaki resimleri ve adımları uygulamanız yeterlidir, 1 dakikadan az zaman alıyor.
Ayrıca, lütfen https://apps.live.com/skydrive adresindeki SkyDrive uygulamasını deneyin. Bilgisayarınızdaki dosyaların otomatik senkronizasyonu için harika bir uygulama, Windows’larınız için ideal 🙂
Facebookta adını hatırlayamadığım bir sayfadan alıntıdır..
17 Mart 2012..
103 senelik ezeli rekabette hiç bir zaman unutulmayacak bir tarih olarak kayıtlara geçti.
52.000 Fenerbahçe’li önünde maça çok kötü başlayan bir Galatasaray, 2-0 geriye düşen bir Galatasaray, ama yılmayan, pes etmeyen, maçı domine eden, Fenerbahçe’yi kendi sahasına gömen ve galibiyeti üç santimetre ile kaçıran bir Galatasaray.. Yazının devamı…
15 saniye önce sırf elinde 500 doları var diye doların 2.5 liraya kadar çıkmasını umut eden bir adama rastladım..
Düşünmüyor o dolar 2.5 lira olunca kazandığı fazladan 150 lira ondan kaç bin tl olarak çıkacak 3 ayda? O doların 2.5 lira olması demek bu ülkenin ne durumda olması demek, onu da umursamıyor, ülke de umurunda değil. Sadece umuyor, 2.5 lira olsun da bedavadan 150 lira kâr edeyim diye… O kadar aklı, bakış açısı, beyni, algıları o kadar. Yapacak hiç bişey yok..
150 liralık tek seferlik kâr ona doğalgaz zammı, benzin zammı ve dolayısıyla toplu taşıma zammı olarak dönünce 1 ayda çıkacak, hiiç haberi yok.. Adam ekonomi okuyor, hemde güzide bir okulda. Adam genç, bu ülkenin geleceği..
Nokia ve Microsoft işbirliği ardından Nokia kaybettiği pazar payını geri almak için, Microsoft ta yeni girdiği Windows Phone 7 pazarındaki pastasını büyütmek içni atağa kalktı, yeni tasarlanan 3 farklı Windows Phone 7 işletim sistemli Nokia yolda! Yazının devamı…
Teknik kısımlardan mümkün olduğunca bahsetmeyerek Windows Azure hakkında bildiklerimi paylaşmak isterim öncelikle.
Öncelikle bulut bilişim denilen kavramdan biraz bahsetmek isterim, nedir, ne işe yarar ve bu teknoloji neden keşfedildi, neden ihtiyaç duyuldu?
Kısa kısa belirtecek olursam, bulut bilişim uygulamalarımızı bir nevi “sınırsız sunucuda” barındırabilmek anlamına gelmektedir. Uygulamalarımızın ihtiyacı arttığında daha çabuk yükseltme yapmamıza ve daha az kaynak içni daha az ödeme yapmamıza yarar. Bu teknoloji artan sunucu ihtiyaçlarını daha güvenli, sistematik ve daha esnek bir yapıya getirebilmek için keşfedildi aynı zamanda ihtiyaç duyulma sebebi de kısmen budur. Yazının devamı…
Sonunda RSS’nin mantığını yapısını çözdüm. RSS okumayı çözmek öyle “vuheaa” bi olay değil farkındayım. “vuheaa” tanımına uyan olay şu, gece saatlerce saf saf baktım buna. Evet bu title, hmm bu linki alıp hyperlink componentiyle açıyo sanırım evet ee devam oo demek bu bunu alıyomuş, derken ben bir türlü XAML kısmına bu objeleri nasıl aktardığını düşünüyodum. Yazının devamı…
Son uygulamamı da bitirmenin huzuruyla artık sanırım uyumaya hakkım var. İnsan programlamayı bu kadar sevebilir! Düşünüyorum da, keşke uyku ihtiyacı olmasaydı, ne güzel ben program yazardım, insanlar indirirdi, ben mutlu olurdum…
Çok yakında yepyeni uygulamalarla burada olacağım. Kodlama becerileri gelişene kadar, genel kategoride küçük ihtiyaçları gidereceğiz. Zamanla “maşallah” denecek uygulamalar yapmayı temenni ediyorum,
İyi geceler diyorum, saygılar ve sevgiler..
Hoşgeldin Windows 8, seni zorunluluktan yükledim, severim sandım ama hiç sevilecek gibi değilsin. Bir kere, sende o başlat menüsü olduktan sonra, benim seni kullanmam teknik olarak imkansız. Buraya yazıyorum, bilgisayarı hızlı ve aktif kullanmayı seven “hiç kimse”, özellikle de programlamayı hobi ve zevk olarak yapan insanlar asla Windows 8 kullanamazlar. O başlat menüsü insanı çok yavaşlatıyor ya, bütün kullanılabilirliği gitmiş. Birileri Windows 8’i kırıp ona eski başlat menüsünü monte edene kadar, yada ben kendi başlat menümü yapana kadar, seni testten başka hiç bi amaç için kullanmam W8, bu da böyle biline.
edit: [1 yıl 1 gün sonra gelen düzenleme]
Şimdi anlıyorum bu başlat menüsünün fayda, güzelliklerini. Adamlar işi biliyorlar, ah önyargı ah.. 🙂
Bilirsiniz, insanlar bazı şeylerle mutlu olurlar. Kimi para, kimi şan şöhret, kimi ufak şeylerle. Biz ise, bizim gücümüzle yüreğini koyan adamların aldığı başarıyla mutlu oluyoruz. Atılan basket bizim için bir sayı değil, bi isyanın, bi baş kaldırışın adı. Galibiyet bizim için sevinç değil, mutluluk gözyaşının resmi… İnsanlar “yaptık” demek için zorlarken, biz “Galatasarayın olduğu yerde her zaman umut vardır” demek için zorlarız… Yazının devamı…
