Microsoft Türkiye – MSP Toplantısı (Kick-off) ilk gün
Bugün Microsoft Türkiye ofisinde Kick-off isimli toplantımızın ilk ayağı olan birinci günü atlatmış bulunuyoruz. Toplantımız gerçek manasıyla çok verimli geçti. Özellikle tanışma ve kaynaşma adına sabah Beşiktaş Hakan Pastanesinde toplandık. Yaklaşık 5 tane masa birleştirmek durumunda kaldık, sayımız oldukça fazlaydı çünkü 🙂 Arkadaşlarla sohbet edip tanıştık, şükür ki tüm arkadaşlar hepimizin “aynı benim gibi” diyebileceğimiz ayarda samimi ve bu işe hevesliler. Her ne kadar ilk sohbetlerde olay Windows 8 yükleyememe konusunda makaraya sarsa da, yarın yapacağımız uygulamalarla bu sıkıntının varlığını unutturacağız umarım 🙂
Öncelikle kendimizi tanıttık klasik bir tanışma toplantısında olması muhtemel olduğu üzere. MSP’ler ne iş yapar, amacı ve sorumluluğu nedir başlıklarını tartıştık. Mustafa Kasap hocamız sağolsun çok samimi bi şekilde ufak tefek pot kırmalarımıza rağmen bizim her türlü acemi sorumuza yanıt verdi. DreamSpark, Imagine Cup konularında yoğunlaştık biraz çok sorumuz oldu bu konuda, Onur Yazıcı arkadaşımız da Türkiye 1.liği elde etmiş bir grupta bulunmuş olması sebebiyle bize işin inceliklerini anlattı, sağolsun herkes alışılmadık şekilde tecrübelerini paylaşmaya hazır. Normalde bu tarz ortamlarda insanlar tecrübelerini kendilerine saklayıp “aman” diyebilirler ama bizim ortamımızda bu olmadı ne mutlu ki.
SharePoint uygulamasını bir MVP abimizden dinledik ve adeta “az çok” teknolojiden anlayan, veritabanları ile ilgili bilgi sahibi olan bizleri “şoka” uğrattı. Bir uygulama bu kadar basit, bu kadar kapsamlı ve bu kadar işe yarar olabilir. Gerçekten açık kaynak ücretsiz çözümler her zaman hayatımızda yer aldı ancak böylesi profesyonel ve uzman çözümler sunan Microsoft ürünlerini es geçmemek, denememek, onların getirilerinden faydalanmamak adeta “düşülebilecek kocaman bir yanlış” demek, bunu bugün daha iyi anladım. Data mining konusunu da işledikten sonra eğitimi veren abimize ve ürüne saygımız bir kat daha arttı desek yeridir, hatta yolda metrobüse doğru giderken çoğumuzda “abi o neydi ya?” modu aktifti.
İşin en eğlenceli kısmına geldik. Belki bir daha kimseye kısmet olmayacak, belki orada çalışanların bile yapamayacağı bir şey yaptık, Microsoft Türkiye ofis binasının her katında “ATLADIK, ZIPLADIK, KOŞTUK, GÜLDÜK VE BAĞIRDIK!” evet, yanlış duymadınız. Lipdub isimli bir video türü çekimi gerçekleştirdik, bir nevi viral reklam diyebileceğimiz ayarda birşey sanırım kapsam olarak, ama biz işin eğlencesindeydik. Video esnasında birdir bir oynamadığımız mı kalmadı, arkadaşlarımzın sırtına çıkıp ofisin belki de hiç koşulmamış kısımlarında taklalar atmadığımız mı kalmadı, varın gerisini siz düşünün 🙂
Bu video organizasyonunu yapan arkadaşlara da çok teşekkür ediyorum, o kadar uğraştılar ki belki diğer Lipdub projeleri yüzlerce kez deneyerek yapılırken biz bir iki denemede çok olumlu bir sonuç elde ettik.
Ayrıca Türkçeyi adeta Türk gibi konuşan çekik gözlü Boğaziçi öğrencisi bi arkadaşımız da vardı aramızda :)) Türkiyenin her yerinden her model bilgisayar hastası bir araya geldik ve teknolojiyi en önde götüren milletlerden biri olan, Japon arkadaşı da aramızda bulduk. Bu ekibi tutana Aşkolsun 🙂
Atlayamayacağım bir diğer kısım da, MSP arkadaşların çoğunluğunu gördüğüm kadarıyla “Galatasaraylı”ların oluşturması. Tabi ki bu konuda da fanatiklik yapacak değilim, ama orada atkısı boynunda forması üzerinde bir “ultrAslan” vardı 🙂 Bunu da tarihe not düşün, Microsoft Türkiye ofisinde koşturan ve içerisinde pilates topu ile futbol oynayan ilk ultrAslan benim 🙂
Yarına hazırız! Deliler gibi kod yazmaya geliyoruz MS 🙂 Saygılar efendim, beni izlemeye devam edin 🙂
Vay be hacı süper özetlemişsin bize yazacak birşey bırakmamışsın adeta… Tebrik ederim Galatasaray konusuna gelince de Demek ki her başarı hikayesinde bir aslan yatıyor diyorum 😀
Aslanlar yattığı yerden belli oldu bugün dimi dostum :))