User Experience (Namı Diğer UX) için 6 Anahtar Başlık

22 Kasım 2013Geliştirme, Kullanıcı Deneyimi

Uygulama geliştiren insanların bazıları uygulamayı bitirmek, çalışmayı başarıyla sonlandırabilmek ister. Bazı uygulama geliştiriciler ise çalışmalarından dolayı takdir edilmek, fark yaratabilmek isterler. Yani kimi geliştiriciler için yaptıkları işin sonucunda ödeme alabiliyor olmak yeterliyken bazıları için ise bu durum yaptıkları işin takdir görmesi, insanlara kolaylık ve farklı deneyimler yaşatması olarak öne çıkar. Özetle bir taraf geliştiriciliği hayatını devam ettirebilecek seviyede yaparken bir diğeri için ise amaç sadece yaşamını sürdürebilmek değil fark yaratabilmek, dünyaya küçük de olsa bir katkı yapmak ve daha iyi bir yere dönüştürmektir.

Bu yazımda ele almayı planladığım UX konusu “fark yaratmaya çalışan” geliştiriciler için geçerlidir, eğer amacınız yalnızca “çalışan bir uygulama ve hayatın devam ettirilebilmesi” noktasında ise, yazının geri kalanı pek ilginizi çekmeyebilir ancak ısrarla okumaya devam etmenizi rica edeceğim.

Kullanıcı deneyimi adını verdiğimiz UX kullanıcının uygulamayı daha kolay kullanabilmesi, kullanırken başka uygulamalardan elde edemediği deneyimleri elde etmesi, aynı işi yapan onlarca uygulama olmasına rağmen belirli bir uygulamada aynı işi yapıyor olsa bile diğerlerinden farklı duygular ve deneyimler yaşaması denebilir. En azından bizim ilgilendiğimiz konu bu. Genele bakacak olursak kullanıcı deneyimi tasarımı hayatın her aşamasındadır. Sizin “arabanızın kapısını anahtarla açıp anahtarla çalıştırma” işleminizin “uzaktan kumanda ile kapıyı açıp start düğmesine basarak arabayı çalıştırma” işlemine dönüşmesi bir kullanıcı deneyimi tasarımıdır denebilir. Her ne kadar yaptığımız iş eninde sonunda arabaya binip mesafe kat etmek olsa da bu işlemin kolaylaştırılması, insanlara farklı deneyimler ve duygular sunulması bir kullanıcı deneyimi tasarımıdır. Uygulamalarımızda da bu aynı günlük hayattaki gibi çok önemli bir yere sahiptir, aynı işi yapan onlarca uygulama arasında farkınız yok iken bu makalede sizlere aktarmaya çalışacağım başlıklar sayesinde belki de diğerleri arasından sıyrılma şansınız olabilir. Uygulama yaparken hizmet ettiğimiz kesimin kullanıcılar olduğunu bildiğimize göre, kullanıcımıza daha iyi çözümler ve daha iyi deneyimler sunmak bizim en önemli asli görevlerimizden bir tanesidir.

Öncelikle bilinmelidir ki hiç bir kullanıcı deneyimi tasarımı ölümsüz değildir. Bugün geçerli olan bazı önemli detaylar yarın artık etkisini yitirmiş olabilir veya eskisi kadar yeterli olmayabilir. Önemli olan, son gelişmeleri ve en yeni deneyimleri en erken sunabilmektir. Bu fark yaratıp sıyrılmamızı sağlayabilecek en önemli etkenlerden bir tanesidir.

Bildiğimiz üzere herkes birer tasarımcı yeteneğiyle doğmaz. Dolayısıyla uygulama geliştiricilerden (en azından hepsinden) güzel tasarımlar, güzel kullanıcı deneyimi tasarlamaları beklenemez, sonuç olarak uzmanlık alanı tasarımcı olmayan bir gruptan bahsediyoruz. Yeryüzündeki en iyi uygulamayı yapamıyor olmanız “insanları daha az sıkan, kullanımı kolay” bir uygulama da yapamayacağınız anlamına gelmez.

Şimdi ise önemli olduğunu düşündüğüm bazı prensiplerden de bahsetmek istiyorum. Emin olun ki sadece aşağıda belirttiğimiz maddelere “uymayı deneyerek” bile ciddi farklar yaratabilmeniz mümkün. Tabi ki tüm bu maddeleri uygulamak çok basit olmayabilir, uzmanlık ve eğitim de gerektirmesi mümkün konular fakat ilgili anahtar kelimelere bakıp düşündüğünüz zaman sizlerde de biraz ışığın yanacağını düşünüyorum. Ben de elimden geldiğince sizlere örneklendirmeye çalışacağım.

  1. Dışarıdan içeriye doğru düşünün ve tasarlayın: Uygulamanızın selameti açısından projenizi tasarlamaya veya düşünmeye sistemden başlamayın. Yani bir fikriniz veya elinizde bir iş var, kafanızda hangi metodu nasıl, hangi veri tabanlarını nasıl oluşturacağınızı düşünmek yerine önce tasarım hakkında düşünün. Neyi, nerede nasıl kullanacağınızı teknik anlamda düşünmek yerine işi biraz daha sanatsal olarak ele almaya çalışın, beyaz tahtaya uygulama ekranlarını çizin, siz olsanız nasıl daha çok hoşnut kalırdınız bunu düşünün, yaratıcı çizgiler atmak için kendinize fırsat tanıyın ve tüm bunlar bittikten sonra artık projenizin teknik kısımları hakkında düşünmeye başlayın.

    İlk derdiniz verilerin nasıl daha kolay ve hızlı iletileceği değil, nasıl daha güzel görünüp daha ilginç olmalı diyebilirim. Bildiğiniz üzere, dünyanın en optimize ve en düzenli en normalize edilmiş veritabanını barındırıyor olması bir projeyi (özellikle son kullanıcı için tasarlanan) harika ve çok kullanışlı yapmaz.

  2. Araştırmaya ve göz gezdireceğiniz dökümanlara vakit ayırın: Öncelikle bilmeliyiz ki projelerin birçoğunun başarısız olması veya tamamlanamamasının en önemli sebebi proje ile ilgili yeterince araştırma yapılmamış olmasıdır, bu hataya siz düşmeyin. Ayrıca şirketlerin size yollamış olduğu gereklilik ve benzer dökümanların da yeterli olduğunu düşünmeyin.

    Projenin gidişatına göre, gereken teknolojilere ve hitap edeceği kesime göre araştırmalar yapmak size çok farklı kazanımlarla geri dönecektir. Yazının başında söylediğimiz gibi buradaki asıl ayrım noktası işi bitirip parayı çabucak almak istemeniz mi yoksa biten bir işin ardından çevredeki insanlardan “adam yapmış arkadaş” tarzı şeyler duymak mı?

  3. Klavyeden uzak durun: Kod yazmaya teşvik edecek cihazlardan uzak durun! Akış diyagramları, tasarım örnekleri çizmeniz gerekse bile klavye ve fareden uzak durmanız gerekiyor, gerçekten niyetimiz bir tasarım yapmak ve yaratıcı olmak ise boş bir sayfa veya beyaz bir tahtadan daha iyi bir dostumuz olamaz. İnanın o beyaz kâğıt sizi yaratıcılığa itecektir.

    Klavyeden uzaklaşarak var olan standart çizgimizin dışına çıkıyoruz ve işte bizim “çizgiden kurtulmuş” zihnimiz de tam bu esnada yaratıcılığını yeniden keşfedebiliyor.

  4. Tasarımınızı yaparken saçma olacağını düşündüğünüz şeyler deneyin! Birçok yeni fikir deneyin, hepsini yan yana farklı kâğıtlara çizip bir diğerine geçin ve yeniden çizin, yeniden düşünün.

    Kendinizi biraz kullanıcının yerine koyun, uygulamayı kullanırken nasıl şeyler görmek, nasıl yollar izlemek isterler? Neyden hoşlanırlar? Bunu düşünmeye çalışın.

    Ayrıca yarattığınız o tasarımlardan bir tanesini seçmeye çalışmayın. En güzelinin hangisi olduğunun bir önemi yok, yarattığınız tasarımlarda birbirine eklenebilecek birkaç fikir mutlaka olacaktır, tek yapmanız gereken bu birleştirilebilmesi mümkün güzel noktaları birleştirip çizilen tasarımların hiçbirini üzmeden olayı tatlıya bağlamak 🙂

  5. Tasarımınızı insanlara gösterin, üzerlerinde deneyin! Yukarıdaki maddede en güzel sonuca karar verip her şeyi olabilecek en ideal noktaya getirdik. İşte şimdiki adım bu tasarımı artık başka gözlere, başka bakış açılarına sunmak. En mükemmel seçim projenizi kullanacak kişiler üzerinde denemektir. Uygulamayı test etmek için beklemenize gerek yok, çizmiş olduğunu butona tıklayamıyor olsak da yaratacağı etkiyi ve diğer etkileşimli sayfaları biliyoruz, dolayısıyla ilk testlerinizi tasarım halinde yapmanız da bir diğer artı.
  6.  

  7. Detaylar bir işin başarılı ya da başarısız oluşunu belirler: Artık sona geldik. Yaptığınız tüm tasarımları göz önüne alın ve bu tasarımları var olan projeye entegre etmeye başlayın. Biliyorsunuz ki ilgili harika tasarımı yaratmış da olsak, işimiz aslında yeni başlıyor, exception’ların handle edilmesi, girdilerin doğrulanması ve kontrolü, neyin nerede nasıl, hangi mesafede, hangi renkte duracağı vs.

    Tüm bunlar, uygulamamızın çalışmasını mükemmelleştiren şeyler.

Tüm bunları yapmadan boş geçmeniz muhtemelen hem yaptığınız onca ön çalışmayı hiç edecek, hem sizin ulaşmak istediğiniz “kalite” olgusuna ulaşmanızı engelleyecektir.

Tüm bunları inceledikten sonra halen hatırlamamız gereken şey şu; UI demek UX demek değildir. UX görüntünün renkleriyle, göze hitap etmesiyle değil uygulamanın kolaylığı ve yaşattığı deneyimlerle ilgilenir. Renkler, objelerin birbirine olan mesafeleri UI’ın ilgilendiği kısımdır.

Örnek vermek gerekirse, UI arama yapmak için koyduğunuz kutucuğun rengi ve boyutu, UX ise arama kutusuna “onu” yazınca autocomplete ile “onur” sonucunu önerebiliyor olması, hatta eğer veri tabanındaki “onu” geçen tek bir kayıt varsa o kaydı direk ilgili kutucuğa yerleştirmesidir. Hatta ve hatta abartacak olursak eğer bir kayıt formundaysak ve en altta captcha kontrolü var ise, yukarıdaki tüm kayıtlar şartlara uygun görünüyorsa captcha’nın doğruluğu otomatik kontrol edilip doğru ise kayıt işlemini direk gerçekleştirmesi UX olarak adlandırılabilir.

Kaynak: http://devproconnections.com/

Etiketler:

"User Experience (Namı Diğer UX) için 6 Anahtar Başlık" yazısı için hiç yorum yapılmamış..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir